DOLAR 34,0722 0.02%
EURO 38,0228 0.16%
ALTIN 2.801,36-0,04
BITCOIN %
İstanbul
23°

HAFİF YAĞMUR

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

sponsor reklam
38 bin ölü: Buz dağının görünen yüzü
63 okunma

38 bin ölü: Buz dağının görünen yüzü

ABONE OL
13 Temmuz 2024 12:03
38 bin ölü: Buz dağının görünen yüzü
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bir saldırının şiddeti ya da bir olayın trajik yönü değerlendirilirken tıbbi nedenlerden dolayı odaklanılan “ölü ve yaralı sayısı” kavramı bazen gerçekleri saklar. Çünkü savaşlar insanları yalnızca doğrudan şiddet yoluyla öldürmez. Yetersiz beslenme, temel sağlık hizmetlerinin eksiklikleri ve sağlıksız koşullar kaçınılmaz sonun dolaylı nedenleri arasında. The Guardian editörü Mona Chalabi Lancet tıp dergisinde yayınlanan bir çalışmanın ayrıntılarını paylaştı.

Dergideki makalede İsrail’in bombardımanı dursa bile Gazze’deki ölü sayısının artmasının beklendiği değerlendiriliyor ve nihai rakamın 186.000 civarında olabileceği iddia ediliyor. Savaşın sağlığı nasıl etkilediğini modelleyen bilim insanları tarafından yazılan makale, doğru bir sayımın önemini ve bunu başarmanın zorluğunu da ortaya koyuyor.

10 KİŞİ DAHA ENKAZ ALTINDA

Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre İsrail güçleri son dokuz ay boyunca Gazze’de yaklaşık 38 bin kişinin ölümüne yol açan yoğun bir askeri harekat yürüttü. Zaman geçtikçe (Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü ve İsrail istihbarat servisleri tarafından da kabul edilen) bu rakamların değerlendirilmesi daha zor hale geldi; yetkililerin cinayetlere ayak uydurması daha az mümkün oldu. Gazze’de 10 bin kişinin daha enkaz altında olduğu tahmin ediliyor. Ölenler arasında sayılmadılar.

Bugün kalıcı ateşkes ilan edilse ölü sayısının burada duracağını düşünebilirsiniz. Ancak savaş, insanları yalnızca doğrudan şiddet yoluyla öldürmez. Son yıllarda, silahlı çatışmalar sırasında hastalıkların yayılmasını inceleyen epidemiyologlar, savaşın dolaylı kayıplarının nedenlerini şöyle sıralıyor:

– Yetersiz beslenme

– İlaç eksikliği

– Sağlıksız yaşam koşulları

BİR DOĞRUDAN ÖLÜME DÖRT DOLAYLI ÖLÜM

Dolaylı kayıpların sayısı çoğu zaman doğrudan olanların çok üstünde. Doğu Timor’da 1974 ile 1999 yılları arasında yaklaşık 19.000 kişi ya öldürüldü ya da ortadan kayboldu; bunların çoğu, bazı bilim adamlarının soykırım olarak adlandırdığı Endonezya istilası ve işgali sırasında gerçekleşti. Ancak bu sayı, insani kaybın bilançosunu tarif etmekten çok uzak. Tahminen 84.000 insanın daha Endonezya’nın kitlesel göçe zorlama ve açlık kampanyasının ardından öldü. Bu, her doğrudan ölüme karşılık dört dolaylı ölüm demektir.

The Guardian editörü Mona Chalabi Lancet’teki makalenin yazarları olan Salim Yusuf ve Rasha Khatib ile Gazze’deki nihai ölü sayısı hakkında konuştu. Kanada McMaster Üniversitesi Nüfus Sağlığı Araştırma Enstitüsü müdürü olan Salim Yusuf, çatışmanın başlarında önceki çatışmalardan elde edilen verilere dayanarak Gazze için temel oranın dörde bir olduğunu düşündüğünü, ancak şimdi nihai toplamın çok daha yüksek olabileceğinden endişeleniyordu.

NÜFUSUN YÜZDE 8’İ

Yusuf ve meslektaşları, analizlerinin en son taslağında dörde bir oranının Gazze’de toplam 186.000 ölüm anlamına gelebileceğini buldu. Bu sayılar Gazze’nin 2.4 milyonluk nüfusunun yüzde 8’ini temsil ediyor. Araştırmanın baş yazarı ve Wisconsin’deki Advocate Aurora Araştırma Enstitüsü’nde klinik epidemiyolog olan Khatib ise, bu sayıların zor tahminler olarak değil, oldukça kaba taslak tahminler olarak ele alınması gerektiğini söylüyor:

– Sağlık sistemi çöktüğünde bilgi sistemleri de çöküyor… Doğrudan ölüm rakamları zaman geçtikçe daha az güvenilir hale gelecek ve bu tahminleri yapmak için en önemli değer zamanla aşınmış olacak.

Bu zaten oldu. Hastaneler ve morglar da dahil olmak üzere altyapıya verilen zarar, Gazze Sağlık Bakanlığı’nın daha önce yayınladığı isim listesine kimliği belirlenemeyen cesetleri de eklemek zorunda kalması anlamına geliyor (kimliği belirlenemeyen kişiler toplam sayının yüzde 30’unu oluşturuyor).

‘ÖLÜLER SAYILMAYI HAK EDİYOR’

Doğru ölüm sayımları çok önemli. Bilançonun kamuoyu ile paylaşılabilmesi için savaşın gerçek maliyetinin anlaşılması gerekir. Ve eğer iyileşme olacaksa, altyapı ve yardım ihtiyaçlarının değerlendirilmesi için doğru ölüm sayımları yapılması gerekiyor. Dahası, ölüler sayılmayı hak ediyor. En azından, yaslı kişiler, sevdiklerinin de ölenler arasında sayılacağına ve geride kalanların gelecekteki kayıpları önlemeye ikna edilmesine yardımcı olacaklarına dair umut duyuyor. 

Salim Yusuf, şimdilik “bu sayıların kesinliği, büyüklükleri kadar önemli değil” dedi. Ekibin hesaplamaları büyük bir hata payı içerse bile, nihai ölü sayısı muhtemelen onbinlerle ölçülmeyecek; yüzbinlerle ölçülecek.

SADECE SAVAŞ MI?

Çatışmaların bu kadar çok insanı dolaylı olarak öldürmesinin birçok nedeni var. Birincisi, sağlık altyapısının zarar görmesi. Khatib, yeterli doktor, hastane yatağı, tıbbi malzeme veya teşhis laboratuvarı olmamasını şöyle açıklıyor:

– Ölüm olasılığı sadece bomba veya kurşunla yaralananlar için değil, aynı zamanda hamile olanlar, engelli olanlar veya ani kalp krizi geçirenler için de artıyor.

‘GAZZE GÜÇLÜ BİR ALTYAPIYA SAHİPTİ’

Gazze, Doğu Timor’dan çok daha güçlü bir sağlık altyapısına (aşı oranları ve sanitasyona erişim açısından) sahipti. Ancak sağlık sistemi 7 Ekim’den çok önce de baskı altındaydı. İsrailli insan hakları grubu B’Tselem‘in Nisan 2023 tarihli raporuna göre, İsrail’in 15 yılı aşkın süredir sürdürdüğü abluka “sürekli ilaç ve tıbbi ekipman sıkıntısına” yol açtı. 2023 Haziran ortası itibarıyla Gazze’deki 36 hastaneden yalnızca 17’si kısmen hizmet veriyordu, geri kalanı ise tamamen yıkılmıştı.

Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre savaşta 80 binden fazla Filistinli yaralandı. Gazze’deki El Aksa Hastanesi’nde çalışan çocuk doktoru Seema Jelani durumu şu cümlelerle özetliyor:

– Savaşta yaralanan, yanan annesiz babasız kalan çocuklar, travmatik amputasyonlar yaşayan çok sayıda pediatrik hastam vardı ve bu, Irak’ta veya başka yerlerde tanık olduğumdan farklı bir şey… Orada bulunduğum iki hafta içinde, çevre bölgelerde artan şiddet nedeniyle yarı işlevli bir hastanenin, zar zor işlev gören veya işlevsiz bir hastaneye dönüştüğünü gördüm.

GIDA VE TEMİZ SU İHTİYACI

Yaşamak ve iyileşmek için aynı zamanda gıdaya ve temiz suya da erişmeniz gerekir. 1999 ile 2005 yılları arasında Güney Sudan’daki savaş sırasında hükümet güçleri ve milisler gıda malzemelerini yağmaladı; Cenevre Bildirgesi raporuna göre ciddi kıtlıklar, dolaylı ölüm oranının toplam ölü sayısına oranı yüzde 10’a karşılık geliyordu. 

İsrail güçleri Gazze’de bir zamanlar narenciye, zeytin, üzüm, hurma ve karpuz yetiştiren çiftlikleri yok etti. Ayrıca insani yardım malzemeleriyle dolu tırları da sınırda durdurdu. Bu arada, ABD ve Avrupa’nın büyük bölümü de dahil olmak üzere pek çok ülke, 7 Ekim’de yaşananlarla bağlantılı Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) çalışanları ile bağlantılı olduğu iddiası üzerine ajansa gelen fonları durdurdu. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre Gazze nüfusunun yüzde 90’ından fazlası aralık ayında açlık kriziyle karşı karşıyaydı ve temiz su yok denecek kadar azdı.

GÖÇÜN ARDINDAN BAŞ GÖSTEREN TRAVMALAR 

Üçüncü önemli faktör ise yer değiştirme. İnsanlar evlerini terk etmeye zorlandığında, sadece duygusal travma değil (yerinden edilmiş insanlar yüksek oranda travma sonrası stres bozukluğu ve intihar eğilimi gibi sorunlar) aynı zamanda fiziksel travmalar yaşıyor. Aşırı kalabalık ve sağlıksız kamplarda bulaşıcı hastalıklar hızla yayılıyor.

‘TAŞININ YA DA ÖLÜMÜ GÖZE ALIN’

Öte yandan savaştan önce bile Gazze sakinlerinin çoğu mülteciydi. Aralık ayında UNRWA, en az 1,9 milyon insanın, yani nüfusun yaklaşık yüzde 80’inin İsrail’in ‘Taşının ya da ölümü göze alın’ uyarılarına yanıt olarak evlerinden kaçtığını bildirdi. Gazze’nin mevcut tek çıkışı olan ve komşu ülke Mısır’a açılan Refah sınır kapısında ciddi kısıtlamalar olmasına rağmen, Refah’ın nüfusu yaklaşık çeyrek milyondan bir milyonun üzerine çıktı. Sonuç olarak Gazze nüfusunun yaklaşık yarısı topraklarının yalnızca yüzde 17’sinde yoğunlaşmıştı. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre yakın çevrede yayılan hastalıklar arasında çok sayıda menenjit, uyuz, bit ve suçiçeği gibi vakalar kayda geçti. Mayıs ayında ise İsrail, Refah’a yönelik saldırıları artırdı ve Gazze nüfusunun kalan yarısının bir kez daha yerinden edilmesine neden oldu.

KESİN SAYILARIN BELİRLENMESİ YILLAR ALABİLİR

Hatib, Gazze’deki savaşın yakın tarihte kayda geçen çatışmalar arasında en yüksek dolaylı ölüm oranına sahip olabileceğinden korkuyor ve Lancet’te yayınlanan rakamları “muhafazakar” bulduğunu söylüyor: 

– Herkesin etrafında daha fazla kayıp olacak… Zihinsel ve fiziksel iyileşme, altyapının yeniden inşası; bunların hepsi geride kalanlar için daha da zorlaşıyor…

Şimdilik bir rüya mı bilinmez ama İsrail, yardım ve ithalat üzerindeki kısıtlamaları kaldırarak Gazze’ye daha fazla gıda, yakıt, temiz su ve tıbbi malzemenin girmesine izin verebilir. Bu kaynaklar yalnızca yaralılara değil aynı zamanda kanser, diyabet veya kısa süreli hastalıkları olan kişilere de yardımcı olacaktır. 

Ancak stratejistler İsrail’in, köklü bir değişiklik olmazsa, Uluslararası Adalet Divanı’nda soykırım yaptığı yönündeki iddiaları daha da destekleyecek kanlı adımlar atacağını belirtiyor. Araştırmacılar artık ufuk çizgisinden bile uzakta bir ihtimal olan ateşkes emrine kadar kesin ölü sayısının belirlenmesinin yıllar alabileceğini belirtiyor.

Tüm bu gerçekliğin gölgesinde Gazze ve çevresine yönelik devam eden doğrudan ve dolaylı şiddet kampanyasının, yakın zamanda yaşanan felaketin çok ötesinde bir bedeli olacağı ise aşikar.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
erzurum escortdedektifKurumsal Mail Hizmetimatadorbetmatadorbethukuk forumerzurum escortwebmaster forumuİzmit EscortDeneme bonusu veren sitelererotik shopdeneme bonusu veren siteler 2023kişisel blogwebmaster forumEsenyurt Escortporno izlependik escortEvden Eve Nakliyateryaman escortfixbetbeylikdüzü escortfixbet