‘Anayasayı değiştirmek, Erciyes dağını taşımaktan zordur’

TBMM Başkanlığı döneminde bütün siyasi partilerin seçim beyannamelerinde, Anayasa değişikliğinin yer aldığını hatırlatan Cemil Çiçek, “Buna rağmen yeni Anayasa yapamadık. Mecliste Anayasa ile ilgili 30 bin sayfalık dokuman hazır. Önce ne yapılacağına karar verilmeli” dedi.

Çiçek, ülkemizin saygın siyasetçilerindendir. Hedef haline geleceğini bilse bile gerçeği, inandıklarını söylemekten çekinmez. TBMM Başkanlığı döneminde Anayasa görüşmelerini başlattı. Bugün TBMM arşivinde siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının görüşlerinin yer aldığı on binlerce sayfalık dokuman var.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Anayasa görüşmeleri için siyasi partilere gidiyor. Ancak, gidilse bile sonuç alabilmek öyle kolay değil. 2011’de parlamentoda 4 siyasi partinin grubu vardı. AKP, CHP, MHP ve HADEP’in seçim beyannamelerinde yeni Anayasa talebi ve bu konuda mutabakat vardı. Çiçek, TBMM Başkanı seçilince partileri ziyaret etti, Anayasa değişikliği konusunda seçim öncesi vaatlerindeki gibi aynı fikirdelerse çalışma başlatacağını söyledi. Hepsi de “Evet” dedi. Bunun üzerine Çiçek çalışmaya başladı. O süreci SÖZCÜ’ye şöyle anlattı:

“Anayasa değişikliğine partiler destek vereceğini söyleyince kendilerine yazı gönderip uygun buldukları arkadaşlarla komisyon kuracağımı bildirdim. Yöntemlerden birisi buydu. İkincisi ise onlardan onay aldıktan sonra akademik çevrelerde tartışılan o günkü meclisin yeni bir Anayasa yapma yetkisini konuşacaktık. Bazı akademisyenler ‘Bu meclisin anaysa yapma yetkisi yok. Çünkü anayasayı kurucu meclisler yapar. Bu meclis anayasa yapmak üzere yetkilendirilmemiştir. Dolayısıyla kurucu meclisin yapacağı işi bugünkü meclis yapamaz’ diyorlardı. Prof. Dr. Atilla Özer ise ‘Her meslek grubundan belli sayıda insanlardan bir meclis oluşsun, anayasayı bu meclis değil, onlar yapsın’ görüşündeydi.

26 ANAYASA HOCASINI DAVET ETTİM

Yani o günlerde ‘Bu meclis anayasa yapar- yapamaz’ tartışması var. Ben, bunun üzerine üniversitelerde aktif olarak görev yapan hemen her görüşten 26 anayasa hukuku Profesörünü davet ettim. Böyle bir şey ilk defa oluyordu. Çoğu o toplantıda birbirini tanıdı. Onlar da yeni bir Anayasaya ihtiyaç olduğunu belirtip tutanak düzenlediler. Siyasi partilerin yeni Anayasa için görüşleri var.  Yani bir anayasa ihtiyacı olduğu da ortada.

Mevcut Anayasa, daha yapılırken tartışılmış ve halende 42 yıldır tartışılmaya devam ediyor. Toplumun her kesiminin tartıştığı ama varlığını sürdüren tek anayasa metnidir. O da orijinal bir durum. Yani herkes tartışıyor ama kısmi değişiklikler hariç bir türlü değiştirilemiyor. 26 hocadan 3’ü hariç meclisin anayasa yapabileceğini söyledi. Ben siyasetçilerden onay aldıktan sonra ilim çevrelerinin desteğini almaya, yol göstericiliğine ihtiyaç duyduğumu söyledim. Dolayısıyla bu da ilk defa oluyor.

SIFIR KİLOMETRE ANAYASA MI, YOKSA…

Şimdi bir şey yapılacaksa, TBMM Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş ‘Yeni bir anayasa mı?’ diyor onun netleşmesi lazım. Anladığım kadarıyla ‘yeni anayasa’ denilince başlangıçtan son maddesine kadar sıfır km bir araba mı yoksa zaman içerisinde eskimiş maddeler var değişiklikler yapıldı o değişikliklere rağmen yine de değişmesi gereken maddeler olabilir, kısmı bir değişiklik mi arzu ediliyor netleşmesi lazım.

Yapılan açıklamalara bakarsanız yeni bir anayasa gözükmüyor. Bazıları ‘ilk 4 madde ve 66. Madde değişmez’ diyor. Bununla ilgili farklı görüşleri olan da var. Daha işin başında yeni bir anayasa konusu tam netleşmiş olmuyor. Meclis başkanının önce bunu netleştirmesi lazım. Bazıları ‘Biz onu çözdük, Artık bu meclis yeni bir Anayasa yapabilir. Artık kurucu meclis safhası geride kaldı. Bu tartışmalar akademik olarak yapılabilir ama fiilen bir karşılığı yok’ diyor.

Bu değişiklikler nerede yapılacak?1921 ve 1924 anayasalarının ismi Anayasa değil, Teşkilat-ı Esasiye Kanunu. Yani devletin esas teşkilatı, anayasada yer alacak organları, bunların görev yetki ve sorumluluklarını belirleyen bir düzenleme. Halbuki günümüzdeki bir kısım anayasalarda teşkilatlarla ilgili bölümün dışında bir de hak ve özgürlüklerle, temel haklarla ilgili hükümler var. Dolayısıyla bu anayasanın değiştirilmek istenen kısmı, kısmi bir değişiklikse hak ve özgürlüklerle ilgili kısmı mı, erkler arasındaki ilişkilerle ilgili kısmı mı yeniden ele alınacak?  Meclistir, yasamadır, yürütmedir, yargı kısmı mı ele alınacak. Evet, birinci bölümü anladık temel ilkler, değiştirilemez maddeler, hak ve özgürlükler. Ondan sonra işte esas teşkilat kısmı geliyor. Anayasanın yani meclisin görev, yetki ve sorumluluğu, icra organı, yürütme organı sonra da yargı ile ilgili maddeler var.

ORTA SAHADA TOP ÇEVİRİRLER

Şimdi işin bu kısmına gelince bir taraftan ‘yeni anayasa’ diyoruz ama öbür taraftan da yapılan açıklamalara baktığımızda seçim öncesi ve sonrası cumhur ittifakı dışında olanlar ‘Doğru olanı parlamenter sistem’ diyor. Cumhur ittifakı ise Sayın Devlet Bahçeli’nin bu konuda yazdığı metin de ortada. 100 maddelik bir anayasa taslağı var. Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Başkanı Mehmet Uçum’un yaptığı açıklamalar var. Onlara bakarsanız ‘Bu iyi bir sistem. Sadece aksayan yönleri var’ diyor. Dolayasıyla teşkilat kısmında çok ciddi görüş farklılığı var.

‘Parlamenter sistem’ diyenler, ‘Başkanlık sistemini düzeltelim biz ona evet mi diyoruz’  diyorlar, yoksa cumhurbaşkanı hükümet sistemi diyenler ‘Tamam eksiklikleri var ama biz parlamenter sistemi de konuşabiliriz mi?’ diyorlar.  Bu soru netleşmeden sadece orta sahada top çevirmek bir yere götürmez. Çünkü parlamenter sistem veya cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi dediğinizde hangisini tercih edecekseniz en az 30-40 madde ona göre yazılacak. Öyle bir tek madde değil.

‘Onu anayasaya koymasak da olur’ diyebilirsiniz ama meclisin görev, yetki ve sorumlulukları, yürütme organının  görev, yeki ve sorumlulukları, yargı ve yargının yönetimi bu sisteme göre şekilleneceği için en az 30-40 maddeyi yazmayacaksınız demektir. Daha baştan ihtilaf var. O zaman nasıl bir anayasa olacak? ‘Yeni’ demekle, yeni olmaz, içeriğine bakarak yeni demek lazım. Önce bunların bir netleşmesi gerekiyor.”

CİDDİ İTİBAR KAYBEDER

Çiçek, “42 senedir konuşup konuşup yine sonunda anlaşamadılar yine bu iş olmadı” tarzında bir sonuca varılırsa, parlamentonun, siyasi partilerin ciddi bir itibar kaybına uğrayacağını,  darbecileri bir manada haklı çıkaracak bir sonuca götüreceğini belirtti.

Nasıl bir usulle bu değişiklik ya da yeni bir Anayasa yapılacağının önemli olduğunu hatırlatan Çiçek, “Başkanlığım döneminde ‘4 parti bir araya gelecek, her madde ittifakla çıkacak’. Daha bunu derken baştan bu işin yapılma şansı çok zorlaştı. 60 maddede anlaşılabilmesi için göbeğimiz çatladı. Çünkü, A partisinin ‘Evet’ dediğine, B partisi ‘Hayır’ dedi.  Yalnız partiler arasında değil, aynı partinin temsilcileri arasında da köklü görüş ayrılıkları çıkıyordu. O yüzden komisyonda görev alacak aynı parti mensuplarının da birbiriyle uyumlu olması son derece önemli. Şimdi her maddeye 6 partinin temsilcisinin ‘evet’ demesiyle mi, yoksa çoğunluk oyuna göre mi karar verilecek? Bunların netleşmesi gerekir” dedi.

HER TÜRLÜ ÖNERİ VAR

2012’de Anayasa değişikliği çalışmalarına aralarında TOBB, TESK’, işçi ve işveren sendikaları konfederasyonlarının da bulunduğu 7 çatı kuruluş aracılığıyla 13 bölgede toplantı yaptıklarını,  hemen her toplantıda 700-800 kişinin bulunduğunu hatırlatan Çiçek, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Her kesimin görüşünü yansıtan yaklaşık 30 bin sayfalık dokuman meclis arşivinde. Toplumun ne düşündüğü, anayasadan ne beklediği o metinlerde var. Önemli bir kaynak. Bunlardan yararlanabilirler. Kaldı ki 60’a yakın maddenin müzakeresi sırasında hangi partinin neyi nasıl düşündüğü de var. Orada bu müzakerelere katılan 4 partinin anayasa taslağı da peyderpey de olsa münakaşa müzakere edilmek üzere meclise verdiler. Yani mutfakta iyi bir menü çıkarmak için her şey var. Geri kalanı mutfakta çalışanlara kalmış.

O zaman kabul edilen bir ilke var. Ona bakmak lazım. ‘Usul önemlidir’ derim. 6 parti anayasanın tümüyle ilgili genel bir onay vermedikçe maddeler üzerindeki mutabakatın bir anlamı yok. Anayasayı değiştirmek öyle sanıldığı kadar kolay bir şey değil. Emin olun Erciyes dağını taşımaktan daha zor. Kimse kolay gösterip de o fiyakalı laflara bakarak bu işin kolay olacağını zannetmesin. Gerçekçi olmak lazım. İnşallah şeytanın bacağını bu sefer kırarız.”